Ayasofya Camii
921 yıl kilise olarak kullanıldıktan sonra, 481 yıl da Camii olarak kullanılan Ayasofya, İslam ve Hristiyanlık dinleri için büyük bir önem taşıyor. 1 Şubat 1935 tarihinde Ayasofya Camisi Müze olmuştur.
Ayasofya'nın kıble tarafındaki tek mermer sutun olan "terleyen direk" adını ilginç bir şekilde kış ve yaz nemli olmasından alır. Bu direk üzerinde bulunan deliğe gidenler parmaklarını sokar ve çevirirler.
İnanca göre sürekli baş ağrısı çekenleri, sindirim sistemi hastalıkları olanları ve sıtmaya tutulanları bu direk tedavi eder.
Müze olmadan önce büyük salonda bulunan kuyuda sabah namazı kıldıktan sonra su içilirdi. Bu mineralli suyun Kalp hastalığına iyi geldiği söylenir.
Ayasofya içindeki kıble kapılarından ortada bir tabut mevcut. Bu tabutun içinde Kraliçe Sofya’ nın olduğu biliniyor. Üstelik buradaki kubbede 4 melek figürü var. Yüzyıllardır tabutun yeriyle oynanırsa Ayasofya’ nın yıkılacağı düşüncesi gelişmiş.
1264 yılında yapılan bu mozaikte yer alanın yakın döneme kadar Hz. isa’ olduğu söylenirken, araştırmacı Roberto Solarion bunun aksini ispatladı. Tyanalı Apollon olduğunu ileri sürdü ve kanıt olarak da figürdeki sağ kaşın üzerinde bulunan izi gösterdi.
Bizans tarihindeki ilk gizli örgüt Ayasofya’ da kuruldu. Mikail Cellius tarafından oluşturulan bu örgüt Ayasofya’da bir mahzende faaliyete geçti. Aynı zamanda bu mahzen Picatriks’ in çevirildiği yer. Picatriks, Gnostik Hristiyanların gizli kitabı.
Ayasofya’ nın 2. katında bulunan balkonda Vikinglere ait olduğu anlaşılan yazılara rastlandı. Rune alfabesi kullanılarak yazılan bu yazıların bir benzeri de Ayasofya’ nın altındaki mahzenlerde de mevcut.
0 yorum: